9.4.20

Yürümek yasaktır!


Bugünkü yürüyüşten. Bir anlam veremedim. Acaba gaipten bir işaret mi?

Okul müdürünün Zoom toplantısına katıldım. Bir sürü endişeli veli de katılmıştı; ne sorular geldi aman aman! Duyduğumda şaşırmadığım bir şey ise öğrencilerin, öğretmenlerin açtığı 'office hour'larda birbirlerinin görüntüsünü kaydedip sonra bunları sosyal medyada kullanarak akran zorbalığı yaptığı idi.

Bizim dahil olduğumuz bölge de online okul işine hazırlıksız yakalandı. Şu anda öğrencilerin sene sonunda karne almayacakları kesinleşti. Fakat bir üst sınıfa neye dayanarak geçeceklerini müdür de bilmiyor. Evdeki çocukların anne babalarından yardım almadan imtihan sorularını cevaplayacaklarına güvenemiyorlar. (Daha doğrusu ebeveynlerin çocuğun yerine soruları cevaplayacaklarını düşünüyorlar, ama kimse bunu açıkça söylemiyor tabii.) Bu yüzden test yok. Hoş burada sınıf geçmenin Türkiye'dekinden bir farkı yok ya, o da ayrı.

Öğretim düzeni de 1 aydır sallapati yürüyor zaten. Önce durumun geçici olduğunu düşünerek derme çatma metodlarla idare etmeye çalıştılar. Fakat sene sonuna kadar okulların kapalı olacağı ilân edilince ve okul idarecilerden birinin ağzından kaçırdığı gibi bu işin seneye de tekrar etmesi kuvvetle muhtemel olduğu için, eğitimi daha düzgün bir hâle getirmeleri şart oldu. Öyle haftalık ödevlerle olmayacak bu iş. Online derslere (eşzamanlı veya aynı zamanda olmayan, farketmez) pek de yabancı değiliz, onun için bizim uyum sağlamamız zor olmaz. Ama bundan başka pek çok çözülmesi gereken problem var. Kalabalık bir ailesi olduğu için sessiz çalışma ortamı bulunmayanlar, evinde yeterince bilgisayar tableti olmayanlar var. Hatta ülkenin teknolojik imkânları en gelişmiş yerinde yaşıyor olmamıza rağmen, altyapıdan kaynaklanan internet kapasitesinin yetmemesi durumu söz konusu. Her evde, hem anne, hem baba, hem çocuklar aynı anda görüntülü bağlandıklarında bir yerde bir şeyler patlar.

Amerikalılarda gözlemlediğim bir davranış burada da kendini gösterdi. Her şeye bir isim bulma. Burada da hemen süreci böldüler: Okulların kapatılması kararından itibaren ilk hafta birinci etap olmuş. İkinci etap 3 hafta sürmüş -şu anda son iki günündeyiz. Tabii bütün bunlar sonradan belirlenmiş dönemler. Yani birinci etaptayken birinci etapta olduğumuzun farkında değildik. İkinci etabın sonunda üçüncü bir etap olduğunu hep beraber öğrendik. 10 gün sonra üçüncü etaba gireceğimizi, bu yüzden önümüzdeki 10 günü yeni bir plan yaparak geçireceklerini söylediler. Hesapta hata yok, günleri, haftaları karıştırmadım. Gelecek hafta bahar tatili/Spring Break. Ondan sonraki ilk hafta da her şey yerli yerine oturmazmış, biraz sabırlı olun dediler. Bugün itibariyle yaz tatiline 8 hafta var. Acaba bir etap daha yaratırlar mı? Bekleyelim, görelim.

Biz meselâ böyle bir problemle kaşılaştığımızda göç yolda düzülür der, paldır küldür işe başlarız. İlk deneyenler hep kobay olur, sonra düşe kalka ilerleme sağlanır. Şimdi bunu okuyanın aklına milli eğitimin son 5-10 yılı gelecektir ama sadece ondan bahsetmiyorum, bu daha genel bir gözlem. Üstelik eğitim sisteminde gördüğümüz deliliğin zaten bir açıklaması yok. Orada önce durup dururken bir problem yaratıp sonra onu çözememek, geriye de dönülemediği için bambaşka bir problem yaratmak, sonra onu... ayh!

Gelelim yasaklara...

Simiole'den duyduğuma göre Paris'te 10:00-19:00 arasında yürümek ve koşmak gibi faaliyetler yasaklanmış. İngiltere'de de parkları kapattılar. Bu işi biraz abartıyorlar, öyle değil mi? Güneşin ve açık havanın hem fiziksel, hem psikolojik iyileştirici etkisini göz ardı etmek ve sadece hatalı insan davranışlarına odaklı bir düzen getirmek ters tepecektir.

Elimizde 7 milyar insan var, bunların %60'ı virüse yakalanacak. Sadece Avrupa ve Amerika'nın nüfusu 1 milyarı aşıyor. 1 milyar insanın kimseyle hiç bir şekilde temasa geçmeden bir ay boyunda evde kalacağını nasıl düşünebiliyorlar? Gaz ve toz bulutundan bu yana dünyanın gelmiş geçmiş en uyumlu sakinleri de olsak, muhakkak aramızda kuralları takmayanlar olacaktır. Böyle gaddar yasaklar koyarak kurallara uyan, parklarda yollarda birbirine mesafeli duran insanları da kurallara uymamaya zorluyorlar. İyi niyetle, isteyerek, zayıf bünyelileri, yaşlıları, sağlık görevlilerini, başka hastalıklara sahip olan ve hastanedeki o yatağa ihtiyacı olacakları düşünerek hemen her şeyden vazgeçip evde kalanları yürümekten bile men etmek nedir? Hangi kelime ile tarif edilir?

Biz tabii yine de evde kalalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder