4.4.06

Alkol -kalın L ile-

İçki ruhsatı ile ilgili haberlere (1, 2, 3) dair bir yazı olsun bu da. Gündemi geriden takip ediyorum, evet. Mazeretim var.

Amerika'da içki satışı izne tabi. Lokantalar servis yapabilmek için sadece belediyeyi değil, mahalle sakinlerinin de katıldığı komiteyi ikna etmek zorunda. Eğer meskun mahalle ise, barlar sokağı durumu yaratmamak için içki satış ruhsatı (liquor licence)'na sahip yerlerin belli bir yüzdenin altında olması şart koşuluyor. Bu ruhsat aslında olmazsa olmazlardan. Çok genel bir ifade ile, eğer bir işletmenin hedef kitlesi sandviç yiyen grup değilse, bir bira bile veremeyeceği için müşteri bulması zor. Ayrıca bu izin lokantaya değil, işgal ettiği yere süreli olarak veriliyor.

Bu memlekette kanun 21 yaşından küçüklere içki satışını yasakladığı için, her yerde zırt pırt kimlik sorulur. Hoş, 21 yaş altındakilerin içmese bile bara falan girmesine izin verilmez ki, bu teen-bar denilen şeyin ortaya çıkmasına sebep olmuş. Benim görmüşlüğüm yok.

Sahte kimlikle içki satın almak pek zor değil herhalde, bilemiyorum. Ama her ne olursa olsun dükkan sahipleri çat diye kimlik istiyorlar. Haa, tabii bu memlekette her yerde içki satılmıyor. Bazı süpermarketlerde var. Bir de bu 'liquor store'larda var.


Seç, beğen, dizi dizi şişeler....

Kasanın orada hemen 'höt' diyen bir yazı var ama:


Hiç tek bir yazıyla olur mu? Gerisi de var.

Amerikalıların kendini ifade yeteneğine başka bir örnek

Bu yol dar olmasa normal bir taşıt yolu zannedilebilir. Halbuki bu uzayıp giden asfalt, bazen şehir içinde tekeri "kumpft, tonk!" ettiren çukurla dolu olanlardan farklı olarak, pürüzsüz; kaymak gibi. Bisiklete binmek, paten kaymak ya da yürüyüş yapmak isteyenler için demiryoluna paralel uzayıp giden 22 km uzunluğundaki bu patikanın adı Interurban trail. Boş olduğuna bakmayın, fotoğrafı bugün (hafta içi) öğleden sonra çektim. Yoksa hafta sonları bayağı kalabalık oluyor.



Sağ alt kösedeki renkli şey dikkatinizi çekti mi? O zaman alta bakın.


Valla yazacak birşey bulamadım...