27.2.05

meetup.com

her ne kadar buraya hep fotograf koysam da, yeni kesfettigim bu site hakkinda birseyler yazmadan gecemiyecegim. meetup diye bir site var. bu sitenin ozelligi herhangi bir konuyla ilgili insanlarin bir araya gelmesini, tanismasini saglayan bir yer olmasi. baglantiya tikladiginizda karsiniza cikacak sayfa Turkce konusanlar tanisma gruplarinin listesini iceriyor. 107 tane grup varmis.

ben washingtondc'deki gruba baktim. Su anda 15 uyesi var, 2'si haric digerleri Turkce ogrenmek ve konusmak isteyen amerikalilar.

bu da amerika'dan bir turk yansimasi.

22.2.05

Konferans ama ne konferans!



iki hafta önce bir arkadaşım bana bir ilan gösterdi. saddam'ın sekreteri bizim üniversitede konuşma yapacakmış. ne sekreteri, nasıl sekreter demedik, gittik. ne de olsa ilk defa amerikan gençliğiyle beraber bir faaliyete katılıyorum. konuşma üniversitenin büyük salonlarından birisindeydi. girip yerimize oturduktan sonra elimize üstteki broşuru verdiler. adamda bir gariplik olduğunu fotoğrafa bakar bakmaz siz de anlamışsınızdır. neyse.




gördüğünüz gibi koca salon dolu. hemen hepsi öğrenci. önce bize 15 dakika "dance with the devil" (şeytanla dans) başlıklı bir propaganda filmi seyrettirdiler. saddam'ın ne kötü bir insan olduğu, herkesi işkenceden geçirip gözünü kırpmadan öldürdüğü, herkesin ondan korktuğu vs. bilinen propaganda yapıldı.

sonra şekil 1A da görülen konuşmacı sahneye çıktı.


Şekil 1A

haa bu arada bize verilen broşürde bu adamın üniversite kütüphanesine saddam'ın kütüphanesinden alınmış kitapları armağan edeceği de yazıyordu. e kitaplar ırak'ta kitapçıda satılan cinsten kitaplar olmasın mı?! olsun! adam 10 dakikalık konuşmasını yaparken üç cümlede bir amerikan askerlerine minnettar olduğunu söylemesin mi? söylesin!
"siz olmadan biz var olmazdık, tenk yuu tenk yuuu" demesin mi? desin! yanımda oturan öğrencileri birşeyler öğrensin diye konferansa gidenlere bonus not vereceğini söyleyen uluslararası hukuk dersi hocası bütün bunlara dayanamayıp "jesus f..king christ!" deyip çıkmasın mı? çıksın!

amerikalılar birşeyden anlamıyor diyoruz ama, eğer üniversite öğrencileri bile bunlara maruz kalıyorsa, halk ne yapsın?

velhasıl kelam komik bir akşam geçirdim.

12.2.05

Cascades'de gezinti

Bugün havanın yumuşak olmasını fırsat bilip etraftaki doğal güzellikleri görebilmek için biraz gezindim. Yaşadığım yere yakın olan Cascades'e gittim. Burası bir şelalenin olduğu büyükce bir park. Anayoldan 6,5 km içeriye girip park yerine arabanızı park ettikten sonra derenin kenarından 3 km yukarı tırmanıyorsunuz. Sonunda karşılaştığınız manzara yaklaşık 18-20 metre yükseklikten dökülen bir şelale. Hava henüz ısınmaya başladığı için buzlar yeni yeni çözülüyor. Aşağıdaki resim şelalenin bulunduğu mekanı gösteriyor.






Bu resim, şelaleye giden patikaların başladığı yeri yani park yerini gösteriyor. Yeşil çatılı bina tuvalet. En soldaki küçük kulübe 'ranger'ların kulübesi. Taşla çevrili panoda da parkın değişik özellikleri ile ilgili fotoğraflar ve açıklamalar var. Park yerinde (fotoğrafını çekmeyi unuttuğum) bir ödeme sistemi var. Park ücretli, sistem de şöyle işliyor: Girişte numaralı zarflar var. Bunlardan alıp içine 3 dolar koyuyorsunuz ve oradaki kutuya atıyorsunuz. Bu arada da zarfa eklenmiş üstünde zarftakiyle aynı rakam olan kağıdı arabanızın ön tarafına koyuyorsunuz. Elde edilen gelir, parkın bakımı için kullanılıyormuş.




Ustteki resimle alttaki resim için açıklama yazmaya gerek yok herhalde. Bunu gibi başka fotografları görmek isterseniz (buz, su vs.), webshots.com'daki sayfamda belli bir süre için tutacağım fotoğraflara bakabilirsiniz.





Bu resimdeki garip şekilli kahverengi kutu çöp kutusu. Sol kısmı geri dönüşüm için teneke kutulara ayrılmış. O tuvalete de böyle bir çöp yaraşır zaten.

7.2.05

Otopark





Artık hemen her blogda karşılaştığımız bir cümleyle başlayayım: Bu fotoğraf, yeni makinemle çektiğim ve yayınladığım ilk resimlerden biri. Fotoğrafta görülen yer kampüsteki bir otopark. Bu büyüklükte bir iki otopark daha var, ayrıca da kampüse yayılmış ufak otoparklar ve sayısız park yeri bulunuyor. Öğle saatlerinde çektim. Öğrencilerin en fazla olduğu saat diye düşünebilirsiniz. Hayır. Gün içinde 8,5 - 4 arasında yer bulmak çok zor oluyor. Tıklım tıklım dolu.

Virginia Tech'in öğrencileri aslında şanslı, çünkü yerel otobüs hattının güzergahı çok geniş. Ama yine de pek çok öğrenci (ve hoca) araba kullanmayı tercih ediyor.