17.4.20

Salıver gitsin

Benim bu meydan okuma işini beceremediğim âşikâr. Düşe kalka ilerliyorum. Yazmak işimin de bir parçası. Bu Korona meydan okumasını ile bloga tekrar yazmamın da bununla ilgisi var. Fakat zor bir zaman seçmişim. Günlük rutin tutturmak kolay, ama verimli bir rutin... o işte zor. Her gün yapmam gereken bazı işleri her gün yapsaydım, her gün yapmam gereken işler azalmış, hatta bitmiş olurdu. Neyse, olduğu kadarıyla idare ediciiz.

Bugün evde kalışımızın 35. günü. Havalar güzelleşti. Evde kalışımız uzadıkça ve havalar güzelleştikçe insanlar kaşınmaya başladı. Ülkenin başında olan vatandaş ''hadi bakalım artık yavaş yavaş açıyoruuzzz'' dese de 65 yaş üstü, kabarık saçlı, Amerikan bayraklı gömlek giyen amcalar ile yine 65 yaş üstü, kabarık saçlı, Amerikan bayraklı bluz giyen ve tırnakları kırmızı ojeli teyzeler dışında inanan yoktur herhalde. Var mıdır?

Vardır.

Evvelki gün Michigan'da bir grup evde kalmaya karşı protesto düzenledi.



Protestonun adı Operation Gridlock yani Tıkanma Operasyonu. Niçin? Çünkü eyalet valisininin (Demokratik partili) evde kal kararının bir güç gösterisi olduğunu iddia eden binlerce insan arabalarına binip sokakları doldurmuş ve trafiği tıkamışlar!

Amerika'da milletin protesto yürüyüşü yapmalarını beklemiyordunuz herhalde? Kimse yürümüyor burada. Hele Cumhuriyetçi partililer, hayatta yürümez.

Şimdi pandemi, halk sağlığı gibi elzem konulardan bağımsız olarak şunu söyleyeyim: Elbette insanların beğenmedikleri kararları protesto etmeye hakları var. Protestoya katılanları, aptal bunlar deyip, bir kalemde silip atamayız. Michigan, eyaletler arasında en yüksek vaka sayısına sahip üçüncü eyalet. İki tanesi Detroit'te olmak üzere 4 büyük otomobil fabrikası Michigan'da bulunuyor ve hepsi kapandı. Vali mevcut evde kalma kararını uzatıp daha da sıkılaştırdı. Şehirler arası seyahati yasakladı. Eyaletin dörtte birinden fazlası işsizlik maaşına başvurmuş. Yani bu insanlar hakikaten zor durumda, bu yüzden de başka bir şey düşünemiyorlar.

Tamam, protesto etsinler, ama bu kadarla kalmamışlar ki. İçlerinden 200 kadarı arabalarından inmişler, sosyal mesafe kuralını hiçe sayarak eyalet meclisi binasının önünde toplanmış. Arabalarda konfederasyon bayrağı açmışlar. Bir yerde pankartta svastika da gördüm. Bunlar işin korkutucu kısmı.

Şu üstteki instagram videosunda bir kadın beyazlarını göstererek saçımı boyatamadım diye dert yanıyor. Bir baba oğluna kamerayı gösterip "okul gezinin nasıl iptal olduğunu anlat," diyor. Bunlar da gülünecek kısmı.

Unutmazsam iki hafta sonra Michigan'ın vaka sayısına bakayım. Bu da ağlanacak kısım olacak.

Trump da protestocuları destekliyor tabii (tabii!)



Yani internet Türkçesiyle ''Michigan'ı bi salıverin'' diyor. Şıracının şahidi bozacı.

Ben ise haftalık taze sebze meyve alışverişinin arasını 13 güne çıkardım. Buna rağmen gururla ifade edeyim, her gün bir öğünde koyu yeşil sebze yiyoruz:) 35 gündür dışardan yemek sipariş etmediğimizi de düşünürsek, salıvermenin bana göre olmadığı âşikâr.



3 yorum:

  1. merhaba,
    yeni keşfettim sizi, ben de varisim yanda. Teşekkürler. Sevgiler
    Not: Bu protesto baya ilginç oldu hakikaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Zeynep,
      Ben eskiden sizin blogunuzu okuyormuşum, ama bir ara ayağımı kesmişim nedense. Tekrar bulduğuma sevindim.
      Daha neler göreceğiz... Maalesef.

      Sil
  2. Challenge i ben başlattım ama ben bile her gün yazamıyorum. Biraz utansam da cok da sorun olmadığını düşünüyorum =) bissuru yeni ve güzel blog tanıdım, bence böyle bi artısı oldu. O protesto çok saçma, çok fena, insanlar bi cins

    YanıtlaSil