5.4.20

Kraliçe'nin elbisesi, beyaz çiçekler


Yine bir gün atlamışım. Günler birbirine karışıyor.

İngiltere Kraliçesinin mesajını dinlemek için bilgisayarımı açtım. Ne garip, İngiltere halkına verilen bu konuşmayı bütün dünya dinleyecek, Kraliçenin sözleri tıpkı virüs gibi sınırları aşacak.
...

Kraliçe'nin mesajını dinledim. Tam beş dakika sürdü, ne eksik, ne fazla. Yeşil bir elbise giymişti, yakasında da yine turkuaz yeşili bir broş vardı. Bunların hep bir anlamı olur, baktım, yeşil elbise sağlıkçılara destek içinmiş. Broş da anneannesinden kalmış, acaba bir hâtırası mı var?

Uyandığımdan beri dışarda şakır şakır yağmur yağıyordu. Tabiatıyla çayın tadı da güzelleşti. Tıp tıpların müziği eşliğinde (küçük, muttarid, muhteriz darbeler, kafeslerde camlarda pür ihtizaz) çayımı yudumluyorum. Doğum günü vesilesiyle bir arkadaşımı aradım, 52 dakika konuştuk. her zamanki ekmekten yaptım. Ekşimaya falan değil, bildiğin beyaz undan, yüzde yüz glutenli.

Bir saat sonra yürüyüşe çıkacağımızı ev halkına ilân ettik. Biraz ültimatom gibi oldu ama başka türlü mızıkçılıkla baş edilmiyor. Dışarı çıkma işinin gittikçe abartıldığı bir noktaya yöneldiğimizi düşünüyorum. Uzun süreceği belli olan evde kalma kampanyasında amaç insanları eve tıkmak gibi görünürse, bir süre sonra kimse kuralları dinlemez.

1 saate yakın yürüdük. Yağmurda bizim gibi dışarı çıkmış tek bir aile ile karşılaştık. İki de tek başına yürüyen vardı. Bir de solucanlar. Yağmurla beraber topraktan milyonlarca solucan çıktı, kaldırımları sardılar.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder