2.4.20

Bobcat, misket, sıla

E ben dün yazmamışım? Neyse bugün dünden güzel olsun!

Dün işçiler bahçe düzenlemesi için geldiler, çalışmaya devam ettiler. Bugün yine buradalar. Dün biraz muhabbet ettik, ama daha muhabbeti koyultamadık, neden geldiniz diye soramadım. Ne diyecekler ki, çalışmazlarsa para yok. Burada işsizlik maaşı için haftalık başvurular ülke çapında ortalama %1000 artmış. Bizim tarafta bu oran %225, doğudaki bazı eyaletlerde artış oranı %2500, hatta New Hampshire'da %3200 artış var. Onun için ''insanlar evde kaldılar, farkındalıkları arttı, dünyaya iyi davrandılar, tuvalet kâğıdını az kullandılar'' gibi New Age tarzı dijital posterleri görünce üzülüyorum. Keşke olsa. Bugün 10 günden sonra yiyecek alışverişine gittim. Tuvalet kâğıdı rafları hâlâ boştu. İşçiler hâlâ çalışıyorlar.

Bugün bobcati kullandılar (işte bu). Hayvan olanı (yani vaşak) kadar güzel. 3-4 yaşındaki oğlanların inşaat makinelerini seyrettiği gibi seyrettim. Bıdı bıdı bir şey, ama dünyayı kazıyor, taşıyor. Onu kullanan arkadaş kepçeyi indir, kaldır, uğraşırken yine iki tanesi ellerinde kürek, durup seyrettiler. Yok, tembellikten değil bence, gerçekten seyretmesi zevkli.

Sabah da toprak taşıyan koca bir kamyonun homurdanmasıyla kalkmıştık. Kapımızın önündeki betonu da kırdılar, giriş artık toprak ve ben artık Türkiye'deyim. Bir tek yağmur yağıp da oranın çamur olması kaldı. Fakat burada yağmur pek görülen bir şey değil, eyaletin üçte biri ciddi kuraklıkla mücadele ediyor.

Bahçeye toprak döktüler. Kenarda duran, oynamamaktan pırıl pırıl parlayan misketleri alıp aşağıya zehir oynamaya ineceğim. Ev halkının ben dahil yarısı bu konuda uzman, yani ütülme ihtimali var. Bir de mozaik pasta yaptım mı, hiç bitmese horoz şekerim!

Bugün bizdeki İl Millî Eğitim Müdürlüğü'ne denk gelen kurumdan bir eposta geldi. Okullar dönem sonuna kadar kapalı kalacak. İşyerim ise şimdiki karantina düzenine yazın da devam edeceğini geçen hafta açıklamıştı.

Evvelki gece Cahit Sıtkı'nın şiir kitabını açtım. Şiirlerden bir tanesi diğerlerinden daha fazla etkiledi. Ne güzel yazmış.


SILA

Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sâkin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçarak gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan kuş beyaz bulutlar;
Belki de namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldım anacığımın!
Herhalde beni bekleyenler var.

Cahit Sıtkı Tarancı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder