30.3.20

Paza-ertesi

Pazar rehaveti öyle güzel bir şey ki...

Dünyaya geldiğimden beri Pazartesi iş var. Virüs dünyayı durdurdu, her şeyi değiştirdi ama haftanın düzenini (henüz?) değiştiremedi. Pazar günü her zaman güzel, hep güzel. Ben de tadını çıkardım.

İşte geldik Pazartesiye. Bugün 30 Mart 2020. Demirbank iyi günler diler.

Şurup gibi bir havaya uyandım. Kargalarla beraber yoklama verildi, masamın başına geçtim, iş, görüntülü toplantılar, mola, uzaktakilerle hal hatır konuşması derken öğlen oldu bile.

Evdeki gündem mesajımız 3 haftadır değişmedi.

Niçin saklayayım, öğleden sonra yine rehavet bastı. Sonra bir tur oyun bile oynadım. Sonunda böyle olmaz diyerek Busuu'yu açıp biraz çalıştım. Dışarda güzel bir yürüyüş yaptım. Akşam ise koyu yeşil yapraklardan sonra taze fasulye ve pilavı gören ahalinin tencerenin dibini sıyırmasıyla mutlu son.

Günün enteresan olayı: Fatih Terim'in 4 günde iyileşip taburcu olması. Bu tip haberler bana yükselen sayılardan daha vahim geliyor. Herhalde kimse F.Terim'in değil karantinaya girmeyi, sosyal mesafe kurallarına uyacağını düşünmüyordur. Bir ay sonra yaklaşık 400 kişiye bulaştırmış olacak. Bu rakamı, 'bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim' sözüyle çarptığımız zaman, tek başına iki ay içinde 60 bin kişiye virüsü bulaştırmış olacağını görüyoruz. Mutad olduğu üzre, sonuç cümlesini yazmadan bu yazıyı bitiriyorum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder