Yıllar önce California Dreaming isminde bir film seyretmiştim. Sörf tahtalarını kollarının altına kıstıran yanık tenli erkeklerle parlak bikinili 90-60-90 kızların bütün film boyunca kumsalda hahaha hihihi diyerek koşturdukları (iyiydi bayağı) , en sonunda da gri renkte gökyüzü ve bulanık okyanusu gözümüze sokan ve bizi uzaylının aracından iner inmez "kıble ne tarafta?" diye sorduğunda imamın şakkkk! ettiği papaza döndüren bir sahneyle biten film.
Kıtanın öbür tarafındaki okyanus maceram vasatın altındaydı ve doğrusu mevsim sebebiyle bu kıyıdakinden fazla bir beklentim yoktu. Ama be kardeşim! Bu nedir?
Burası Ocean Shores. Minimini bir kıyı şehri. Sehir derken çekiniyorum aslında çünkü bildiğiniz gibi Amerika'nın idari bölünmesi bizden çok farklı.
Türkiye'de Amerika dendiğinde aslında hemen her zaman federal hükümetten bahsediyoruz. Bush, Merkezi Haberalma Teşkilâtı (CIA), Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Kongre (Temsilciler Meclisi ve Senato), Yüksek Mahkeme vs. bütün bu organlar federal hükümetin parçaları. Amerika'daki yerel idareyi Türk insanı sanırım sadece (eyalet) meclislerinden birisi sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bir kararı kabul ettiğinde işitiyor. Mot a mot çevirirsem, state (eyalet), city (şehir), town (kasaba), village (köy) var ve bunların idaresi farklı metodlarla oluyor. İdari bölünmeyi karşılaştırmalı olara tarif etmek abes olacak, çünkü ne "county" şehre denk, ne de "city" şehir merkezine, veya ilçeye veyahut köye... en basit örnek olarak eyalet valisini verebilirim, validir ama (Arnold amcayı hatırlayın) seçimle işbaşına gelir. Biz "vali kimdir," diye sorulduğunda Vatandaşlık Bilgisi dersini 10 ile geçmiş öğrenciler olarak "en büyük mülkî amir" diyerek cevabı yapıştırırız.
Dolayısıyla 2000 sayımına göre 3,836 nüfuslu Ocean Shores da şehir oluyor. Gelelim ne menem bir yer olduğuna. 8-10 tane otel, 15-20 tane dükkân var.
Ocean Shores'da yapılacak pek çok sey varmış:) Bunlardan bir tanesinin kumsalda araba sürmek olduğunu söylersem bir fikir vermiş olurum. Listedeki diğer şıklardan iki tanesini daha yazayım; Relaxation (huzur/rahatlama), masaj. Bu durumda bu küçük yerleşim yerinde geçirilecek zamanın saatle ölçülmesi herhalde yanlış olmaz.
Peki yılın bu zamanında okyanus kıyısına gelen Amerikalılar ne yapıyorlar? Çocuklar her çocuk gibi dalgalarla oynuyor.
Genelde Amerikalılar, özelde Kuzey batı Pasifik bölgesi sakinleri ıslanmaktan rahatsız olmazlar. Onun için annelerinin de çocuklarla beraber koşturması bana garip gelmedi.
Suya doğru iki gidip geldikten sonra yapacak bir kaç şey kalıyor. Çocuğu olanlar uçurtma uçuruyorlar
Genç ve maceracı ruhlu olanlar da hummerları olmamasına rağmen Hülya Avşar gibi upuzun sahilde araba sürüyorlar -maalesef belgeleyemedim. Bunun dışında Latin asıllı olduklarını tahmin ettiğim 6-7 kişilik kadınlı erkekli bir grup çekirdek çitleyerek yürüyüş yaptıklarını gördüm. Habersiz çekemedim; izin isterken de ne diyeceğimi bilemedim. Eksik kaldı, şimdi pişmanım.
Tabelalara olan özel ilgim burada da devam etti. Altta sınırları belli bir alanda köpekler tasmasız dolaşabilir diyor. İlk defa bir tabelada "...karar uyarınca" ibaresini gördüm.
Alttaki de yazın burada araba kullanılmaz diyor. (Labor Day -İşçi bayramı- Amerika'da 1 Eylül'de kutlanıyor)
Koskoca (!) Ocean Shores'da şöyle denize karşı oturup çay kahve içilecek tek bir yer yok. Halkı fakir olan bu yerin bende bıraktığı hatıra, yarıdan daha az bir fiyata satılan odundur. Sadece bu sebepten Ocean Shores'dan memnun ayrıldım.
Ozellikle ikinci fotografi cok begendim. Biraz karanlik cikmislar ama guzel fotolar.
YanıtlaSilSanirim dunyanin her yerindeki butun "kucuk kasabalar" ayni sekilde sıkıcı :)