18.5.20

Hesap kitap

Yine internette kendimi kaybettiğim günlerden birinde gördüğüm bir yazı beni mutsuz etti. Birisi bu yıl okuyacağı kitapların listesini yapmış, sonra listeye yeni bazı kitaplar eklemiş ve bu arada kaba bir hesap yapmış. Çok yoğun çalıştığı bir işi ve nispeten kalabalık bir ailesi olduğu için yılda 40 kitap okuyabileceğini düşünüyor. Uzun yaşayacağını farzedip 50 yıl boyunca her sene bu kadar kitap okursa ölene kadar ancak iki bin kitap okuyabileceğini hesaplamış.

Ne kadar az değil mi?

Yılda 40 kitap insana az geliyor ama, aslında yaklaşık 9 günde bir, bir kitap bitirmek demek. Günde 8 saat çalışan, ailesi ve çocukları olan birisi için çok da kötü değil.

İnsanın yaşlandıkta zaman algısının değiştiği, çocukken bir türlü geçmek bilmeyen zamanın yaşlandıkça dört nala gittiğini kendimizden veya şikayetlerini duyduğumuz yaşı büyüklerden biliyoruz. Hatta sevgili Teoman da orta yaşa ermenin verdiği melankoliyle bunu veciz bir şekilde belirtmemiş midir: Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken, yıllar hayatlar geçiyor... Teoman bu mısraları yazarken belki de Königsberg'li İmmanuel Kant'ı düşünmüştür. O da "gençlikte günler kısa, yıllar uzun, yaşlılıkta günler uzun, yıllar kısa geçer" demiş ya.

Neyse işte, zaman gelip geçiyor. Bakın neredeyse yılın ortası oldu. A aaa!  2020'nin yarısı bitti sayılır! Ne zaman geçti aylar??

Zaman kavramı üzerine aforizmalarla burayı doldurmak mümkün, ama ben aslında zamanı yakalamaktan ziyade, kitap okumak için kısıtlı zaman olması kısmına takıldım.

İnternette kendini kaybedeceğine kitap okusana! Hepimiz biliyoruz ki o öyle olmuyor.
İşini bırak ya da değiştir... O da öyle olmuyor.
Emekli olmak için de çok gencim. Yani primler henüz tamam değil. Ben tamamlayana kadar da emeklilik yaşı 80 falan olur herhalde.















5 yorum:

  1. okumak istediğim kitapların hepsini okuyamadan öleceğim gercegi tokat gibi yüzüme çarptı su an.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni de öyle fena etti ki yazıyı tamamlayamadım. Hayatımı sorguladım.

      Sil
  2. Sizin yazılarınızın en tarzını çok seviyorum.bir and konuya girip pat diye bitiriyorunuz.bunu ben çok yaparım br anda bir şey düşünürken döner konuşmaya başlarım sonra başka bir şey aklıma gelir susarım .yazım tarzınızı bu yönüne çok benzetiyorum. Birde adamın böyle hesaplaması beni irktti.hic okurken ince eleyip sık dokumam ne gelirse önüne okurum.biraz daha planlı olmak adına bana ilham verdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken girişi biraz kıvırıyorum zannediyordum:) Bir paragraf yerine bir cümle:) Fakat doğru, sonuç bölümü benim için en zor kısım çünkü konu benim için sonlanmıyor. Üstünde düşünmeye devam ediyorum.
      Ben de plansız okuyan biriyim. Yakınımdaki birisi;) kendi kendine metodlu okumayı keşfetti. Beğendiği bir kitap olursa yazarın diğer bütün kitaplarını bulup sırayla okuyor. Kendine bir tür seçti, şu sıralar elinde hep o türde kitaplar var. Böylesi bana uygun değil. Ben de nihayetinde sevdiğim bir yazarın hemen bütün kitaplarını okuyorum ama yıllara yayılıyor.

      Sil
  3. İşte sevemediğim kitapları elimden hemen bırakmamın nedeni bu, o kitap elimde iki ay sürüneceğine ben gidip sevdiklerimden üç beş tane okuyabilirim en azından. Dünyada kitap çok, zaman dar, boşa harcamamak gerek :D

    YanıtlaSil