Bizim medyada sokakların dar olması, yola park eden araçlar ve trafikte yol vermeyen şoförler yuzunden itfaiyenin geç kalmasından bahsedilir. Amerika'da itfaiye geç kalmaz. Kırmızı araba yangın alarmının verildiği saniyeden itibaren 1 ila 9 dakika sonra ihbarın olduğu yerde biter. Daha önce itfaiye ile ilgili bir hikaye anlatmıştım, bu sefer neden acele ettiklerini anlatayım.
İşte size yeni yapılan bir evin reklâm panosu. Townhouse biraz sonra göreceğiniz gibi bitişik nizam müstakil evlere deniyor. Ortak kullanıma açık spor salonu, "clubhouse", bilgisayar.fax odası, bazen de yüzme havuzu bulunuyor. Yolda giderken bu siteyi görünce, Amerikan evlerinin nasıl inşa edildiğini gösteren güzel bir örnek buldum diye sevindim.
Evler bunlar. Anladığım kadarıyla sistem şu şekilde işliyor (yanlış varsa düzeltiriz). Müteahhit imara açık arsaya evleri diziyor. Oturmaya hazır hale getiriyor. İnsanlar bankadan 10 ile 30 yıl arasında değişen ödeme planları ile kredi çekiyorlar. Eve taşınıyorlar. Kira öder gibi taksit ödüyorlar. (Bkz. Türkiye'de geçenlerde bahsedilen mortgage -ipotek- sistemi) Panoda 200.000 dolardan başlayan diyor ama tabii o en arkada en küçük evin fiyatıdır. Şu gördükleriniz tahminen 300.000 dolar yaklaşır.
Peki itfaiyenin bu işle ne alakası var?
Evler sunta! Tabii, şehirlerde apartmanlar betondan ya da çelik konstrüksiyon olarak (uçak çarpınca çeliklerinin eridiği söylenen Dünya Ticaret Merkezini hatırlayın) inşa ediliyor. Ama orta sınıf Amerikan ailesi bildiginiz tahta evlerde oturuyor ki, gördüğünüz üzere duvarlar suntadan! Elbette abartıyorum. Dış duvara tahta plakayı koyduktan sonra iç yüzünü pamukvari bir yalıtım malzemesiyle kaplıyorlar. Üstüne de daha ince bir tahta plaka ile kaplayıp alçı çekiyorlar.
detay
bir detay daha
Fakat evlerde çiviler haric demir yok. Borular bile plastik malzemeden. Bizdeki doğal gaz borularına benzer bir plastik.
Bizde hane halkı yangında ya dumandan boğulur, ya da pencereden atlayıp beyin üstü çakılır. Burada tahtalar ve keresteler yüzünden diri diri yanıyorlar. Tevekkeli değil, İstanbul'da da tulumbacılar yokuşlarda şahin gibi uçuyordu.
**Not: Murat Altınbaşak'ın yazdıklarıma yaptığı yorumda geçen OSB için bakınız.
Evler sunta demesi kolay ama asilinda hic sunta yoktur buranin ev insaatinda. Gorunen panel'ler sunta degil. Buyuk parcalanmis agac'tan pres edilmis sunta degil, "OSB" board, ve ozellikle disarida ev kaplama icin yaratilan bir urun. Normal mobilya suntasi dayanmaz disarida- icindeki tutkal suda erir. Evlerin disindaki kontraplak farkli tutkal'ile yapiliyor. "Sunta" dedigin malzemenin altindaki ahsap iscilikten bahsetmekte fayda vardir. Insanlara "evler sunta" demek yalnis bence. Hoscakal.
YanıtlaSilKusuruma bakma. Turkcem bir az ofside, gercekten dikkatimi cekmedi.
YanıtlaSil