Bu olay 17 Nisan saat 17.49'da vuku buldu. Karşı komşu bir Çinli (idi). Dolayısıyla her gün kapının önünde insanı susam yağıyla yapılmış Çin yemeğinin ağır kokusu karşılıyor. Günlerden bir gün, bu arkadaş, mutfağında minik çaplı (ufak bir tavanın içinde) bir yangına sebep oldu. Türk usulü yangın söndürme çalışmamız (zaten lavaboya taşınabilmiş olan tavaya yangın söndürme aletini tutup, sonra da duman çıksın diye pencere açmak) henüz tamamlanmıştı ki, Çinli komşunun benim kapımı vurup help! help! dediğini duyan Amerikalı komşuların 911'i araması sayesinde 30. saniyede önce kırmızı bir jip, arkasından polis ekibi eşliğinde itfaiye arabası geldi.
İtfaiyeciler ortada birşey olmadığını görünce genel kontrol, rapor tutmak vs. işleri yapmaya başladılar. Bir itfaiyeci evin içine kocaman bir vantilatör sokup dumanı iki dakikada dağıttı. Bu susam yağı çok duman yapıyormuş. Komşunun boğazı dumandan tahriş olduğu için bir de sıhhiye ekibi çağrıldı, kıza oksijen verildi. Bu arada kalan ekip de dışarda sohbete koyuldu.
İtfaiyeciler de -ki bunlara toplumsal cinsiyet kavramı konusunda fazla hassaslaşan Amerikalılar artık fireman değil firefighter diyor-, polisler de (afedersiniz) izbandut gibiler.
Sonra hepsi arabalarına binip gitti.
Bloguna başladım.Bir kerede bütün yazıları okuyacağım sanırım:) Okurken bu resimleri ve yazıyı görünce gülümsedim.İşte tam bir blogcu:) Anlaşılan zaten elde fotoğraf makinesi geziyorsun.bir şey gördüğünde işte bunu blogda yayınlarım diye makinaya sarılıyorsun.süper:))
YanıtlaSil